DOĞADAN GELEN SAĞLIK
Yüzyıllar boyunca yaşanan evrim, bilgi ve teknolojik gelişmeler sonrasında insanoğlu tekrar doğayı
keşfedip bitkisel otlarla hazırlanan ilaçlara geri dönüş yapmıştır. Bu tekrar keşfin adı
fitoterapidir. Günümüzde yapılan teknik deneyler sonrasında kesin etkisi ve yararları kanıtlanmış
olan fitoterapi hayatımızdaki yerini almıştır.
Tarihte fitoterapi ile ilgili ilk yazıtlar killer üzerine
Sümerliler tarafından yazılmış olan yazıtlardır. M.Ö. 3000 yıllarında yazılmış
olan bu kilden yazıtlarda çeşitli hastalık ve bunları iyi eden bitki adları mevcuttur. Bu yazıtlar
fitoterapinin tarihinin ne kadar eskiye dayandığının bir kanıtıdır. Bilindiği üzere
ilk çağlarda insanlar, bitkilerle beslenirdi, Mısır'daki bilim adamları, mistik güçlerini yine bitkilerden
elde etmişlerdi, yine orta çağda Çin'li doktorların bir çok hastalığı sifalı otlarla tedavi
ettiği bilinmektedir. İnsanoğlu tarih boyunca bitkilerden elde ettiği sıvı veya ürünlerle kendine
sağlık vermiş , tedavi etmiştir.
Eskiden
sır gibi saklanan bu sifalı otlar artık günümüzde, 21. yüzyılın en önemli bilim dalını
oluşturmaktadır. Bilimde görülen gelişmeler, teknolojininde yardımıyla , fitoterapiyi, artık
bir daha etkisini kaybetmemek üzere tekrar gündeme getirmiştir.
Bilimsel methodlarla şifalı bitkilerin aktif etkilerini
daha efektif bir şekilde özümleyip, daha pratik olarak, bu günkü yaşam tarzının ihtiyaçlarını
karşılayacak şekilde satışa sunulmaktadır.
SAĞLIK İÇİN DOĞADAN GELEN
İLAÇLAR
Fitoterapi , ortodoks farmosötik şifalı bitkilerinden
ayrılmalıdır. Bilinen bir gerçektirki bu ortodoks şifalı bitkileri yüzyıllar boyunca tedavi
amaçlı olarak kullanılmıştır ve çok yararlı olmuşlardır. Fakat bilinen diğer
gerçek şudurki yan tesirleri fazla olan bu kimyasal bileşimli bitkiler olası tehlike yaymakta ve ilaç yapımında
kullanılmaktadır. İşte bu yüzden bitkilerden elde edilen ilaçları iki çeşide ayırmalıyız.
Birinci kısım klasik ilaçlar ki bunlarında etken maddeleri bitkilerden elde edilir ve kimyasal maddeler eklenerek
güçlü birer ilaç haline dönüştürülür.İkinci kısım olan fitoterapi daha yumuşak etkilidir ve daha
çok korunma amaçlı olarak daha basit hastalıklarda kullanılır. Eklem ağrıları, uykusuzluk,
kronik rahatsızlıklar fitoterapinin ana konularına girer. Fitoterapi ,içten gelen etkisiyle ,organizmayı
etkilemeden, naturel bağışıklık sistemini arttırıcı etkiler verir. Bu sebepten, etkisi
daha uzun sürelidir ve yan etkisi yoktur.
FİTOTERAPİ BİR MODA DEĞİLDİR.
Fitoterapiyi bir moda olarak algılayan bir kesim olması ile birlikte, eğitim seviyeleri yüksek olan , sağlıklı
yaşam tarzını seçen kesimde fitoterapi kullanımı gün geçtikçe artmaktadır. Tabii bu artışın
altında tamamen teknolojik gelişmeler ve testler sonrasında ortaya çıkan bilimsel olarak etkisi kanıtlanmış
mükemmel ürünler yatmaktadır. Tarım alanında, eczacılık alanında ve kimya alanda ulaşılan
mükemmeliyet, fitoterapi ürünlerini daha güvenli, daha etkili terapi yapar durumuna getirmiştir. Daha yumuşak ama
etkili tedavi yöntemleriyle fitoterapi modern hastalıkların tedavisinde ( uykusuzluk, stres, fazla kilo ) etkili
bir şekilde kullanılmaktadır.
Fitoterapinin etkili olabilmesi için seçilen bitkinin ne şekilde seçildiği ve işlendiği önemlidir.Phytokimyacılar
tarafından özenle seçilen ve ekim alanının belirlenmesi, kültür tutturum aşamaları ve mahsul alım
aşamasından itibaren çeşitli testlere tabii tutulan bitkiler özenle ve teknolojininde yardımıyla
en etkili sonucu verecek şekilde özenle yetiştirilmektedir. Bazı bitkilerin değişik kısımları
değişik tedavilerde kullanılırken bazı bitkiler sadece tek problemin çözümünde kullanılabilir.
Harpagophytum bitkisinin kökü romatizmal ağrılara iyi gelir, Bilbery bitkisinin meyvası diareye iyi gelirken
yapraklarından alınan sıvı hemoroid tedavisinde kullanılır. Bu durumda bitkinin hangi kısmının
kullanılacağı, yapılmış çeşitli bilimsel test ve deneylerle belirlenmektedir. Günümüzün
koşullarında fitoterapi artık kocakarı ilacı olmaktan çıkmış tamamiyle bilimsel olarak
üretim yapar durumdadır.
Fitoterapik ürünler, günümüz koşullarına ve gündelik ihtiyaçlarına karşılık vermek amacıyla,
tatsız olarak tablet, kapsül, sıvı olarak üretilmektedir. Bitkilerin efektif kısmı toz haline getirilerek
tatsız ve yine bitkilerden üretilmiş kapsüllere doldurularak satışa sunulmaktadır. Bitkiler nitrojen
yardımıyla dondurularak - 196 derecede işlem görmektedir. Bitkiler dondurularak işlem görmektedir çünkü
kurutma aşamasında ortaya çıkan ısı bitkinin etkisini , activitesini azaltmaktadır.bunu engellemek
için bu yönteme başvurulmaktadır.
Bitkilerin pudra hali diğer formlarına göre daha
etkilidir. Bitkinin içindeki aktif içerikli kısımda hiçbir kayıp olmaz. Kapsüle yerleştirilmiş bitki
pudralarında tam etkili bitkisel enzimleri bulabilirsiniz ki bu sinerji yaratarak daha etkili terapi imkanı sağlar.
Fitoterapi yan etkisiz oluşuyla ve koruyucu özelliği ile hayatımıza girmiş bulunmaktadır.